Mayıs 29, 2007

Günlük - III

  • Kıldan yünden sorular:
    1. Birine aşıksın, o da sana aşık ve fakat bunu konuşmadınız. Bi şekilde bir hafta sonra ebediyen ayrılacaksınız. Ne yaparsın?
    2. Genetik biyoloğusun. Ölümsüzlüğün sırrını buldun ve bunu senden başka kimse bilmiyor. Ne yaparsın?
    3. Bilimsel ve objektif argümanlarla tanrının varolduğu (veya varolmadığı) kanıtlandı. Öncesinde aksini düşünüyordun. Ne yaparsın?
    4. Tanrı gündelik hayatımızda kendini sıklıkla aşikar eden bir varlık olsaydı dünya nasıl bir yer olurdu? O nasıl bir tanrı olurdu?
    5. Dünyanın en güzel kadını (veya en zengin erkeği) sana aşık ama sen ona aşık değilsin. Ne yaparsın?
    6. Dünyanın en güzel kadınısın (erkeklerin %68'i seni çok çekici buluyor). Nasıl bir hayat yaşarsın?
    7. Dünyanın en zengin erkeğisin, üstelik de yakışıklısın. Nasıl bir hayat yaşarsın?
    8. Sevgilin var ve birbirinizi çok seviyorsunuz. Bir gece bi başkasıyla bi gecelik bişiler oldu. Ertesi gün ne yaparsın?
    9. Kadın mı daha çok sever, erkek mi? Kim, ne zaman?
    10. Gerçekten "Treat a girl like dirt and she'll stick to you like mud" mıdır [wiki]? Kadınlar gerçekten faşist mi sever? Kimdir bu faşist denilen? Kadınlar kırbacı olduğu için mi İndy'e bayılıyor (Nietsche)?
    11. Artık sen de onun için herkes gibisin. Ne yaparsın?
    12. Gündüz senin için sıradan biri olan kişiye gece kafa bi milyonken bayıldığını farkettin, üstelik sabah o kişinin senin için yine sıradan olacağını biliyorsun. Ne yaparsın?
    13. Eşşek sudan gelene kadar aşık olduğun kişi bir arkadaşını seviyor. Ne yaparsın?
    14. Bir gecelik aşkının sana aşık olduğunu öğrendin. Ne yaparsın?
    15. Bu en kolayı: Sorduğun abuk sabuk sorular yüzünden kafayı yedin. Ne yaparsın? :)
    16. [01.06.07] Lan Enis... Enis bittin olm sen ben seni Fiziğe "convert edecem" diye uğraşırken sen beni felsefeye "convert ettin" yaa :)
      BU ARADA DOĞUM GÜNÜN KUTLU ve MUTLU OLSUN ;)
  • Müzik: Deep Purple, Anyone's Daughter [sözleri] ve Johnny Cash, A Boy Named Sue (sansürsüz olan) [sözleri].
  • Hala CERN'e gidemedim. 10 Haziran 3 Temmuz gibi inşallah..
  • Uzay zaman bir nedir? Yani, hem vakum hem değil uzay zaman. Üstelik bükülebiliyor da. Bükülen şey, bir şey olmak gerekmez mi? Yani bunun yapısı veya kumaşı nedir, neyden mürekkeptir bu uzay zaman denen şey?
  • Prestige, The (2006): Film çok iyi. IMDB'de yapılan bir yorumu aynen aktarayım: "Bu film hem zihni, hem de perdeyi dolduruyor". Harika bir senaryo, ilginç bir öykü ve kusursuz oyunculuk. Şiddetle öneriyorum.
  • İstanbul'u her görüşümde biraz daha seviyorum. Ankara ne kadar sanal, göstermelik ve cansız bir şehirse İstanbul bir o kadar gerçek; alabildiğine canlı. İnsanları olsun, şehir olsun bana Avrupa şehirlerini hatırlatıyor. Korkuyordum İstanbul'dan; artık daha az korkuyorum. Hah bir de boğaz köprülerinin çok sıkıcı ve "primitive" olduğunu düşünen tek kişi olmadığımı öğrendim.
  • Otobüs yolculuğu yapmıyordum uzun zamandır, özellikle uzun yol. O yolculuklar insanı filozof yapıyordu, hatırladım İstanbul yolculuğunda :) Camdan dışarıyı boş bakışlarla seyrederken insanın kafasındaki taşların altından düşünceler saklanmış yengeçler gibi ortaya çıkıp cirit atmaya başlıyor.. Özlemişim. Fakat tabi hep boş bakmıyorum dışarıya. Bir keresinde çok güzel bir şey görmüştüm uzun yolda, unutamıyorum. Çorak bir yerden geçiyoruz, kurak, bozkır. Yol kenarında elektrik veya telefon telgraf direkleri, telleri var. O tellerin bir bölümüne konmuş bir sürü kuş gördüm. Etrafta çimen dahil yeşil bir şey pek olmadığı halde telin o bölümünün tam altında yemyeşil otlar fışkırmıştı, sebebi elbette kuşların dışkısıydı :)
  • [29.05.07] İstanbul'a gittim geçen haftasonu. AŞTİ'de (Ankara otobüs terminali) otobüs beklerken gazete dergi alayım okuyayım dedim ve hayretle gördüm ki koskoca AŞTİ'de sadece ama sadece bir gazete bayii var?!?!!.. (üşenmedim, tüm AŞTİ'nin iki katını her iki yönde dolaşıp kontrol ettim.)
  • Önceki yazı, özellikle 300 Spartalı ile ilgili kısım biraz uyduruk oldu. Bazı sonuçları yazarken mantık zincirindeki kimi halkaları atlayıvermiştim, ancak sonuçlar savunduğum sonuçlardır, onu vurgulayayım dedim. Ha bir de referans eksik orada: J. P. Mallory, "Hint-Avrupalıların İzinde".

| Halil şu saatte ekledi: 1:09 ÖS

Etiketler:

1 yorum yapılmış:

clémentine dedi ki...

1-Zerrin Özer'den bir şarkıyla cevap veriyorum "uzak diye bir yer yok, paylaştığımız gökyüzü kavuşturuyor bizi"
2-Kendimle birlikte yok ederim. Ölümsüzlük çok sıkıcı.
3-Ne düşünüyorsam onu düşünmeye devam ederdim. At gözlüklü gibi gelse de ben Tanrının varlığının ya da yokluğunun kanıtlansa da kanıtlanmasa da inanç olduğunu ve inanmanın bir delile gerek olmadan yapılması gerektiğini düşünüyorum.
4-Evde babanın ya da işyerinde müdürün olmadığı herhangi bir zaman dilimi, bu kişiler ne kadar mülayim ve hoşgörülü olurlarsa olsunlar çocukların veya çalışanların azıcık rahatladıkları zamanlardır. nolursa olsun görünen bir idareci -ki burada tanrıdan bahsediyoruz- görünmediği zamanlardan daha çok idare eder :)
5-Hiç bir şey. Arkamdakine aşıktır muhtemelen. O ben değilimdir. Ayrıca neden dünyanın en güzel kadını veya en zengin erkeği? burada kadınlara karşı pozitif bir ayrımcılık kokusu alıyorum? hımm
6-Hımm. Güzellik göreceli ve dışardan bakılınca incelemeye gerek kalmadan görülebildiğine göre, pek sevinmezdim. erkekler porscheye de çok hayran hayran bakıyorlar. dünyanın %68inin sana bakması bence istenilebilecek bir şey değil.
7-Bkz. bilimum kum gibi para kazanan popstar. mutsuzlar :D
8-Vicdan azabından ertesi güne çıkacağımı sanmıyorum. Kendi kendimi imha edecek şekilde tasarlandım.
9-Seven daha çok sever. Cinsiyeti yok ki bunun? Yahu nedir bu ayrımcılık?
10-Kim? Ne zaman?
11-Kişiye göre değişir. Kitabı da okumadım yorumum sağlıklı olamamakta.
12-Kadınlar iktidarı seviyorlar sanırım. Ama bunun da binyıllar boyunca onlara verilen ve onların da fazla üzerinde durmadan kabul ettikleri rollerden olduğunu düşünüyorum. Ayrıca... neyse :)
13-Bu bir anda olacak bir şey olmadığından, yani herkes gibi olma durumu, sürecin zor olacağını kestirmek kolay. Ancak sen biri için herkes gibiysen o da senin için herkes gibi olma yolundadır ya da olmuştur bile.
14-Kafamı 1'e indiririm.
15-Arada durmam, ceyranda kalınca sağım solum tutuluyor. Sol tutulunca kötü oluyor malum. Mutlu olsunlar.
16-O ben değilim :)
17-Sabahın 05:04'ü, buraya geldim ve soruları cevapladım, geldiğimde zaten akıl sağlığım yerinde değildi. Sorular kafayı yedirmekten ziyade uyumadan geçen bir geceyi kolay atlatmamı sağladı.

CERN? Atlas'ın olduğu CERN? gidip de fotoğraf çekmeyen tokamaklar arasında kalsın derim başka da bişi demem.

Uzay zaman kırılması konusunda çok bi geyik Heroes dizisinde dönüyor. Eleman ıkınıyor kırılıyor zaman. Yani mümkünse ey blog sahibi fizikçi insan söyle, 5 yaşıma geri dönüp mühendis olmaya karar verdiğim anı geçiştirecem, ne bileyim tv kumandası yerine dantel falan verecem elime, böylece kurcaladığım şey değişecek ve geleceğim kurtulacak. Muhtemelen sen de bu yazıları okumak zorunda kalmayacaksın.

The Prestige; 2007de beklediğime değen ve en sevdiğim filmler arasında yer alan bir film oldu. Hugh Jackman'ın bundaki rolünü asla inkar etmiyorum. Bir daha izlenesi, prestiji yerinde bir film. Bu arada Christian Slater'ın sırrını karısı ile yeni tanıştığı sırada onun evine gittiğinde anlamıştım. Sihirbazsın anladık da çilingir de değilsin ya ;)

Ankara-İstanbul arasındaki bu uyumsuzluğu Ankara'yı görene kadar anlamamıştım. Çok yer görmüş değilim. Ancak Ankara cidden sıkıcı bir şehir. Nedeni belki deniz olmayışı (izmitte var da noluyor diyeceksin ama var), belki herşeyin fazla ciddi oluşu... bilmiyorum adını koyamıyorum. İstanbulun havasında "ben kendi halimdeyim, siz de takılın gönlünüzce" hali var. Ankarada çalışılır İstanbulda gezilir sanki. Ankarada çalışılır İstanbulda yaşanır ya da.

Uzun yolculuklar insanı deli-veli arası bir konumda bırakıyor ki en tehlikelisi bu. İstanbul-Ankara arasını hatırı sayılır kere gidip gelmiş biri olarak diyebilirim ki: ilk başlarda herşey güzeldi. Ne zamanki yollara aşina oldum, bozkır kısa sürmeye, molalar bitmemeye başladı, yolculuklar da kahıra dönüştü..

Kuşlar ve teller yorumun biyoloji çalışmaktan yanmış beynime iyi geldi. Hala gördüğümle öğrendiğimin arasında ilişki kuramıyorum helal olsun bana...

iyi sabahlar :)

5:15 ÖÖ  

Yorum Gönder